The Sisterhood

Ashley Shields, son dönemlerde yaşadığı zorluklarla epey yıpranmış bir kadın. Annesinin ölümünün ardından travma süreci yaşaması, bu durumun yanı sıra evliliğindeki çatırdamalar, yavaş yavaş tükenmeye başlamış bir ilişkinin parçalanma sürecini hızlandırıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi iş yerinde çok emek verdiği bir terfiyi alamamak, hayal kırıklı... Devamını Oku Ashley Shields, son dönemlerde yaşadığı zorluklarla epey yıpranmış bir kadın. Annesinin ölümünün ardından travma süreci yaşaması, bu durumun yanı sıra evliliğindeki çatırdamalar, yavaş yavaş tükenmeye başlamış bir ilişkinin parçalanma sürecini hızlandırıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi iş yerinde çok emek verdiği bir terfiyi alamamak, hayal kırıklığına uğramasına sebep oluyor. Kendini mutsuz ve yalnız hissettiği bir anda, kız kardeşi Jasmine devreye giriyor. Jasmine, Ashley'i bir kadınlar grubu olan Sisterhood'a (Kardeşlik) getiriyor. Bu grup, düşkün, dertli, geçmişinde acıları olan ya da hayatta bir yere gelememiş kadınlar için bir sığınak gibi. Bu birliktelikteki amacı, birbirlerine destek olmak, birbirlerini anlamak ve yükseltmek. Ashley, Sisterhood'a katıldığında başlarda çekingen olsa da zamanla grubun bir parçası olmaya başlıyor. Kardeşliğin gücünü, kadın dayanışmasının ne denli önemli olduğunu ve en önemlisi hayata karşı duruşunun ne kadar güçlü olabileceğini keşfediyor. Sistehood, Ashley'e kendi içindeki gücü ve kim olduğunu hatırlatırken, hayatını yeniden şekillendirme ve onarmaya başlıyor.