The Royal Hotel

Amerikalı sırt çantalı gezginler Hanna ve Liv'in hikayesini konu alan bu film, izleyicilere sıra dışı ve gerilim dolu bir deneyim sunuyor. Uzak bir Avustralya pub'ında ekstra para kazanmak için işe başlayan Hanna ve Liv, başlarına geleceklerden habersizdir. Bu sessiz ve sakin mekanda çalışmaya başladıklarında, sert ve başıboş yerel halkla karşılaşı... Devamını Oku Amerikalı sırt çantalı gezginler Hanna ve Liv'in hikayesini konu alan bu film, izleyicilere sıra dışı ve gerilim dolu bir deneyim sunuyor. Uzak bir Avustralya pub'ında ekstra para kazanmak için işe başlayan Hanna ve Liv, başlarına geleceklerden habersizdir. Bu sessiz ve sakin mekanda çalışmaya başladıklarında, sert ve başıboş yerel halkla karşılaşırlar. İzleyiciyi derinden etkileyen bu karşılaşmalar, kızların kontrol edemedikleri bir duruma dönüşür. Etrafını çöllerle çevrili bu uzak pub, film boyunca yer yer ürpertici, yer yer ise merak uyandıran bir atmosfer yaratıyor. Yerel halk, ilk başta sıradan gibi görünse de, zamanla onların aslında oldukça uygunsuz ve saldırgan olduklarını fark ediyoruz. Tüm bunlar, yerel halkın hırçınlığı ve pub'ın ıssızlığı ile birleşince, kızların başından geçenler izleyenleri adeta ekran başına kilitleyecek nitelikte. Film, gerilim dozu yüksek bir hikaye anlatmanın yanı sıra, izleyicilere Avustralya'nın sıra dışı manzaralarını ve kültürünü de aktarıyor. Hanna ve Liv'in başından geçenler, sadece bir macera değil, aynı zamanda kişiliklerinin de sınavıdır. Bu iki genç kadın, bu deneyin sonunda güçlerini ve dayanıklılıklarını keşfederler. Film, bu yönüyle izleyicilere bir hayatta kalma hikayesi sunarken, aynı zamanda bir kişisel gelişim öyküsü de anlatıyor.