Kötülük Evi

Önemli bir sinema izleyici grubuna ait olduğumu düşündüğüm bir kervana katılarak, oldukça ilginç bir filmi sizlerle değerlendirmek istiyorum. Hikayemiz, bir çift hırsız ile başlar. Bu hırsızlar, gündelik soygunlarından biri için belirledikleri evde beklenmedik bir durumla karşılaşırlar. Evin içerisine sızan hırsızlar, içeride alıkoyma durumuyla kar... Devamını Oku Önemli bir sinema izleyici grubuna ait olduğumu düşündüğüm bir kervana katılarak, oldukça ilginç bir filmi sizlerle değerlendirmek istiyorum. Hikayemiz, bir çift hırsız ile başlar. Bu hırsızlar, gündelik soygunlarından biri için belirledikleri evde beklenmedik bir durumla karşılaşırlar. Evin içerisine sızan hırsızlar, içeride alıkoyma durumuyla karşılaşırlar; bir kadın, ev sahipleri tarafından rehin tutulmaktadır. Film, bu noktadan itibaren izleyiciyi tamamıyla alıp başka bir dünyaya götürüyor. Soygun planlarından oldukça farklı bir durumla karşılaşan hırsızların, bu duruma nasıl tepki vereceğiniz merakla beklerken, filmin seyri bizleri tamamen içine çekiyor. Bu beklenmedik durumla karşılaşan hırsızların, kadını serbest bırakma eğilimlerine, bu durumun getirdiği karmaşıklığa ve etik ikilemlere dair sorgulamalar, filmi sadece bir soygun filmi olmaktan öteye taşıyor ve daha derin bir anlama kavuşmasını sağlıyor. Alışılagelmiş hikayelere nazaran oldukça farklı bir konuya değinen film, sadece hırsızlık yapmaya çalışan iki hırsızın bu rehin alma durumuna şahit olması ve sonrasında gelişen olayları etkileyici bir biçimde sunuyor. Kısacası, film, izleyiciyi sıradanlık dışı bu hikayenin içerisine çekiyor ve soygun filmlerinde pek karşılaşmayacağınız bir durumu seyirciye sunuyor. Film, izleyicinin ahlaki değerleri, vicdani duruşu ve insanlık hali üzerine düşünmesini sağlıyor. Bu yüzden sıradan bir soygun filmi olmaktan çok daha fazlası olduğunu söyleyebilirim.