El bar

Madrid’in hareketli merkezinde, çılgınca bir silah sesi ve iki gizemli ölüm, çeşitli tipteki şehirli insanları eski ve basık bir merkezi bar'a hapsediyor. Paranoya ve şüphe, korku içindeki düzenli müşterileri birbirlerine karşı çeviriyor. Birbirinden farklı karakterlerin, Madrid'in kalabalık ve enerjik merkezindeki eski bir barda hapsolma hikayesi... Devamını Oku Madrid’in hareketli merkezinde, çılgınca bir silah sesi ve iki gizemli ölüm, çeşitli tipteki şehirli insanları eski ve basık bir merkezi bar'a hapsediyor. Paranoya ve şüphe, korku içindeki düzenli müşterileri birbirlerine karşı çeviriyor. Birbirinden farklı karakterlerin, Madrid'in kalabalık ve enerjik merkezindeki eski bir barda hapsolma hikayesini izliyoruz. Gece boyunca aniden duyulan yüksek bir silah sesi ve ardışık iki ölüm herkesi derinden sarsıyor. Bu olayın şokunu yaşayan şehirli halk, neye uğradığını şaşırmış bir halde kendilerini bu harap merkezi barın içinde buluyor. Ortaya çıkan durum, başta gayet sıradan gibi görünen bu insanları, birbiri ardına sırlarını ortaya çıkarırken, bir paranoya rüzgarına kapılarak kendilerinden geçiriyor. Bu paranoya ve şüphe unsuru hikayenin ana temasını oluştururken, bir yandan da korku dolu bu ortamda, müşterilerin birbirlerine karşı hislerini ve eylemlerini etkiliyor. Herkes bir anda diğerinin düşmanı oluyor. Barın basık ortamı ve hikayenin yavaş yavaş dozunu artıran gerilim unsuru, müşterilerin birbirlerine karşı olan düşmanca tutumlarını körüklüyor. Bu gerilimin yarattığı atmosfer, filmin genel havasını daha da kasvetli ve sıkışmış bir hale getiriyor. Sonuçta, sıradan bir gün gibi başlayan bu hikaye, paranoyanın ve şüphenin giderek tırmanan dozu ile izleyenlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.