Baked in Brooklyn

Filmimizin temel karakteri, işini kaybettikten sonra yaşamını sürdürme kararı alarak esrarengiz bir yol seçiyor: esrar satmaya başlıyor. Fakat hikayemiz kısa sürede karmaşıklaşıyor. İşleri yolunda gitmeye başladığı anda, taleplerin artması ve paranoyanın dahil olmasıyla kontrol dışına çıkıyor. Karakterimiz sıradan bir iş adamıyken bir anda kendisi... Devamını Oku Filmimizin temel karakteri, işini kaybettikten sonra yaşamını sürdürme kararı alarak esrarengiz bir yol seçiyor: esrar satmaya başlıyor. Fakat hikayemiz kısa sürede karmaşıklaşıyor. İşleri yolunda gitmeye başladığı anda, taleplerin artması ve paranoyanın dahil olmasıyla kontrol dışına çıkıyor. Karakterimiz sıradan bir iş adamıyken bir anda kendisini karmaşık bir suç dünyasında buluyor. İşin içine girdiği an, onun kontrolünde olmayan faktörlerle yüzleşmeye başlıyor. Taleplerin artması, onun işleri daha karmaşık hale getiriyor. Bu karmaşa içinde, karakterimiz sürekli bir paranoya haline bürünüyor. Her adımında, her kararında onu takip eden bir gölge, bir belirsizlik ve sürekli bir korku duygusu var. Her geçen sahnede işlerin daha da çıkmaza girdiğini, kontrolünün giderek azaldığını görmekteyiz. Hepsinin yanı sıra, filmdeki gerilim dozu da ilerledikçe tırmanıyor. Karakterin içinde bulunduğu durum, onun yaşadığı paranoyanın etkisi altında, her geçen gün daha da karmaşıklaşıyor. Elinden kayıp giden kontrol, etrafındaki dünyayı ona daha da tehlikeli bir hale getiriyor. Sonuç olarak, filmimiz işini kaybeden bir adamın, esrar satışına yönelmesi ve sonrasında işlerin kendi kontrolünün dışında bir hale gelmesine, bir paranoya hikayesine dönüşmesinin hikayesini anlatıyor. Kendisini izleyenlerin sürekli bir gerilim ve belirsizlik içinde olacağı bu film, psikolojik bir yolculuğa çıkarıyor seyircisini. Tüm bunlar ışığında, filmimizi korku ve gerilim severlerin kaçırmaması gereken bir yapım olarak değerlendirebiliriz.