Ah Mary vah Mary

Bir adam, liseden hayalini kurduğu kızla tekrardan buluşma fırsatı yakalar. Ancak bu durum, ilk buluşmalarının tam anlamıyla bir felaketle sonuçlanmış olması gerçeğini değiştirmemektedir. Yıllar önce yaşanan bu detay, filmin ana temasını oluşturmakta ve seyircitlerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Evet, senaryo belki biraz klişe olabilir, ama yazarın ... Devamını Oku Bir adam, liseden hayalini kurduğu kızla tekrardan buluşma fırsatı yakalar. Ancak bu durum, ilk buluşmalarının tam anlamıyla bir felaketle sonuçlanmış olması gerçeğini değiştirmemektedir. Yıllar önce yaşanan bu detay, filmin ana temasını oluşturmakta ve seyircitlerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Evet, senaryo belki biraz klişe olabilir, ama yazarın bu klişeyi nasıl işlediği ve yeniden yorumladığı son derece dikkat çekici. Film boyunca, ana karakterimizin hem geçmişiyle yüzleşme hem de hayalini kurduğu kadına yeniden ulaşma mücadelesini izlerken, kahramanımızın başarılı olup olamayacağını merak etmekten kendimizi alamıyoruz. Bu, aşkın ve umudun her zaman ölmediğini, bazen ikinci bir şans verildiğinde oyunun tamamen değişebileceğini anlatan duygusal bir hikaye. Belki de hepimizin içinde bir yerlerde yaşadığı o ilk aşkı ve onunla ilişkili tüm acı tatlı anıları yeniden canlandırıyor. Bu filmi izlerken, geçmişin izlerinin bugünkü hayatımızı nasıl etkileyebileceğini düşünmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız.