A Very Venice Romance

Amy Bellefarr, New York merkezli sağlık ve wellness şirketi Blossom'da ürün geliştirme alanında yöneticilik yapmaktadır. En son görevi, geliştirdikleri besin takviyelerini kullanarak sağlıklı yemek kitleri geliştirmeyi denetlemektir. Ancak bu takviyeleri kullanarak yemeklerin lezzetli olması bir türlü mümkün olmaz ve bu durum önemli bir soruna dönü... Devamını Oku Amy Bellefarr, New York merkezli sağlık ve wellness şirketi Blossom'da ürün geliştirme alanında yöneticilik yapmaktadır. En son görevi, geliştirdikleri besin takviyelerini kullanarak sağlıklı yemek kitleri geliştirmeyi denetlemektir. Ancak bu takviyeleri kullanarak yemeklerin lezzetli olması bir türlü mümkün olmaz ve bu durum önemli bir soruna dönüşür. Fransız şef Jean Paul’un reçete geliştirici olarak ekipte yer almasına rağmen, lezzet konusu çözülemeyince Jean Paul sinirlenip işi bırakır. Amy, yeni tarifler geliştirebilmesi için başka bir şef bulmak zorunda kalır. Seçtiği şef ise, kısa bir süre önce ve gizemli bir şekilde şehirdeki üst düzey şef pozisyonundan ayrılıp memleketi Venedik’e dönen Marcello Favero'dur. Amy, Marcello’yu bir telefon görüşmesinde ikna edemez ve en iyi yaklaşımın Venedik’e gidip onun yemek kursuna katılmak olduğuna karar verir, böylece onun fikrini değiştirmek için en fazla üç haftası olur. Yüz yüze geldiklerinde, Amy ve Marcello arasında başlangıçta ufak tartışmalar olur. Amy’nin "Hayır'ı kabul etmem" tavrı ve sağlıklı gıda konusundaki farklı bakış açıları onları sık sık karşı karşıya getirir. Amy, Marcello’nun New York’tan ayrılma sebebinin kişisel bir mesele olduğunu öğrenince, onu ikna etmenin daha da zorlaştığını fark eder. Marcello, Amy ve onun üç sınıf arkadaşını üç haftalık süre içinde Venedik ve çevresinde kültürel ve gastronomik bir tura çıkarır. Bu süreçte Marcello ve Amy birbirlerine ilgi duymaya başlar. Dışarıdan bakıldığında bu çekim, işi başarıya ulaştırmak için daha fazla teşvik sağlayabilir, ancak işin kendisi, bir araya gelmelerinin önündeki engel olabilir. Özellikle Amy'nin patronu Naomi işin içine girdiğinde durum karmaşıklaşır. Naomi kendini şirketin markasını yansıtan bir zen figürü olarak görmeyi sever, ancak kontrolcü yapısı bu durumu oldukça zorlaştırır. Bu ilginç film, izleyicilere hem profesyonel hem de duygusal ikilemlerin nasıl iç içe geçebileceğini gösteriyor.